5 Ocak 2011 Çarşamba

Farklı Olmak İsteyen Kadınlar Kulübü

Aaaah ahh biliyorum beyler, hepinizin kanayan yaralarından biri de bu. Hayatınıza her giren kadın eskilerin saçını başını yolmak, onların isimlerini dilimizin konuşulduğu bütün ülkelerde yasaklamak (aynı keloğlandaki gibi. hani manyak bi kadın vardı taçsız kraliçe, herkesin ağzını mühürletiyodu kendiyle dalga geçmesinler diye. öyleydi di mi yaa? neyse sonuçta o da piskopattı), onunla ilgili olabilecek her nesneyi çok pahalıya mal olsa bile çöpe atmak ister. Bilin bakalım neden? :) Kabul başlığa her şeyi yazdıktan sonra bu soru saçma oldu :/

(Bu arada Beyler vs Erkekler arasında da çekilmez bi durum yok di mi Bayan vs Kadın gibi. Varsa bileyim sizlere yanlış hitap etmeyeyim :) )


Kiminiz yeni sevgilinin "Eski sevgiline hep 'Aşkım' demişsen ban aşkım deme 'Bitanem' de, 'Hayatım' de, 'Sevgilim' de ama 'Aşkım' de-me!" triplerini anlamsız bulup "Eğer hala onu isteseydim ayrılıp da seninle beraber olmazdım. Ben SANA 'Aşkım' demek istiyorum ama" demeyin, sakın. Zira kadınlar böyle kaçamak cevaplara daha çok sinirlenir. Biliyorum bunu gerçekten kastedenleriniz var, okurken bana kızıp "E yalan mı ama? Geçmişe mazi derler, 'Aşkım' tapulu değil ya!" diyenleriniz. Sakin olun, bunları da sevgiliye karşı dile getirmeyin. "Olur bebeğim" deyip geçin. Bu defa da kuduracak "Hemen kabul etti. Yaaaaaağğ ama bana da 'Aşkım' desin istiyoruuuuummmm" diye kendini yiyecektir :) 


Hayatınıza giren her kadının farklı olduğunu hissetmek istemesi, ama bunu hayatına girdiği bütün erkeklerden istemesi başlıbaşına bi çelişki gibi. Hatta "Farklı olmak isteyen kadınlar klübü" yazabiliyorsam ben buraya ve bu yazdığım binlerce farklı olmak isteyen kadın olduğunu, bu kadınların da birbirine benzeyerek artık farklı olmadıklarını gösteriyorsa vay hallerine. (Öyle artis artis "vay hallerine" dediğime bakmayın, ben de aynı hamurdanım) Kısaca öyle bir çağda yaşıyoruz ki herkes birbirine benziyor. Moda diye bişi var bi kere, ne bilim bi Victoria Secrets gerçeği var. Her kadın giymek isterken ve bunların en az %50si giyerken, bir adamın hayatına giren kadınların yarısı da bu açıdan birbirine benzer hale geliyor demektir.

Geçenlerde FriendFeed'de "Bazı erkekler..." yazdım ve altına bir sürü bazı erkekler yorumu yapıldı. Şimdi ben buraya "Bazı kadınlar..." desem ve sizler geri kalanını kendi cümlelerinizle tamamlasanız aslında her okuyan hepsine hak verecektir. Çünkü benziyoruz birbirimize yapacak bişi yok. Kıskancız mesela, selülitlerimizden hoşlanmıyoruz ( hatta o selülitler yüzünden portakal kabuğunu görmeye tahammülümüz kalmadı), dırdırcıyız, bi kısmımız kendini bişi sanıyor, daha kötüsü birçoğumuz kendini güzel sanıyor falan...


İşin aslı biz de biliyoruz farklı olmadığımızı herhangi bir kadından. Ama yatağa atmak için o söylediğiniz güzelim iltifatlar, binbir türlü yalanlar gibi azıcık daha kandırın bizi...




Not: Bu yazıyı okurken "Ben gerçekten farklıyım" diyen kadınlardan bi kulüp kursam sizce kaç farklı kadın toplarım :))))))))

8 Aralık 2010 Çarşamba

"Bana aşık olma bebeğim, üzülürsün sonra..."


Her kadının mutlaka bir kere hayatına girmiştir "Bana aşık olma" diyen erkek türü. Tatlıdır, güzel gülümser, hoşsohbettir. Bir nevi kadınların dibinin düştüğü ünlü erkeklerin, ünsüz versiyonudur. Her haline hayran bırakabilme potansiyeli vardır. Başkası yapsa sinirlenip kavga çıkaracağınız mevzularda bile bir şekilde kızamadığınızı fark edersiniz. Sanki o ne yapsa affedilebilirdir. Bunun da en büyük nedeni dürüst olmasıdır. Yalana işi düşmez, dolayısıyla yalan söylemez. Yani bir kadının isteyebileceği her şeye sahiptir. Bir şey hariç: Sadakatsizdir. Üstelik sadakatsiz olduğunu söyler. Gündüz sizinledir, gece bir başka hatunla... Sabahında yine sizinle olacaksa bile :) Kısaca o bir bal arısıdır, her nektarı olana yaklaşıp "Çiçeğimmmmm" der, balını alır ve pırrr uzaklaşır :)


Okuyan kadın arkadaşlar hemen tanıdı kendisini. Sahi şu bi türlü birlikte olmayı beceremediğiniz, arada sırada karşılaşıp içinizde kabaran sevgiye engel olamadığınız, zaman zaman aklınıza düşüp "Acaba şöyle yapsaydım gitmez miydi?" dedirten herif değil miydi o? Oydu :) Ve hep öyle kalacak..


Eğer bir adam size "Bana aşık olma bebeğim, üzülürsün sonra" diyor ve bunu derken sırıtıyorsa öncelikle üzülmenizi istemiyordur, aynı zamanda da bunu söyleyebildiği için kendisiyle gurur duyuyordur. İşte bir kadına daha bu cümleyi kurma şerefine erişti :) İçinizde "Üzmek istemiyosa gelip kalbimi çalmasın arkadaş! Bu nasıl adalet?" diyenler olabilir. Üzgünüm bunun sebebi sizsiniz. Siz ona öyle hayran hayran bakarken o nasıl sizden vazgeçsin? A tabi bir de niye vazgeçsin? Her şeyini biliyorsunuz. Her gece başka bir kadının koynunda olduğunu da... Ve hala onu istiyorsunuz. Çiçek yapraklarını açıp, kokusunu saldıktan sonra sevgili bal arımız ne yapsın :)


İki yönü var bu yazının, "Şöyle yapsaydım kaçmazdı" ve "Ne yaparsam yapayım durmazdı" :) 


"Şöyle yapsaydım" diyenler, üzgünüm siz hiçbi zaman o kadın olamayacaksınız. Artık "Ne yaparsam yapayım durmazdı" diyebilirsiniz siz de.

Hayatınızda bir bal arısı varsa emin olun onun  da bir gün bir kadın başını fena halde döndürecek. Tek düşünebildiği o olacak. Onun yanında diğer bütün çiçekler solmuş görünecek. Onun tadını alınca bir daha başkasının nektarı tatsız gelecek... Koşacak yıpranacak. Elde ederse doğru yolu bulup evinin erkeği olacak... Elde edemez de o kadın giderse, yeni bir ıssız adamımız var demektir. Kendini kadından kadına atacak, "Aşık olmadan daha iyiydim" diyecek ama  hiçbir zaman bununla tatmin olamayacak :)


Şimdi sevgili kadınlar, yapmayın bal arılarına beddua etmeyin :)


Ve kalbimizi fetheden bal arıları, hadi alıştırma yapıyoruz, Zuhal Olcay'la hep beraber: 

"Ben bal arısı gibiydim senden önce,
Bak pervanelere döndüm seni görünce...
Yana yana kül olsam her an
Yine de senden ayrılamam
Yoluna adadım ben ömrümü sensiz olamam..."
:)))


Dipnot: Bir bal arısı Alfie'yi izlemenizi öneririm :)

7 Temmuz 2010 Çarşamba

Ben geldiiiiii. I-ım şey Selamlar.



Merhabalar efendiiim. Erkek bloglarının bir bayan yazarla daha tanışmasına şahit oluyorsunuz şuanda. Kimdir necidir bu hatun sorularını duymamazlıktan gelerek merhaba yazıma başlamak istiyorum hafiften. Ben ki; erkek ırkından tırsan bir kadın olarak “Buralarda ne işim var!” diye türlü tezatlıklar içinde kıvrılırken, ilk yazımın verdiği ağırlığı koymak zorunda hissediyorum kendimi…

Bilindiği gibi bir tutam erkeğin ve de istisnai hatunların yazılarını konuşturduğu şu sayfada yeni olmak bir o kadar zor olsa gerek… Lakin kendimi patrondan torpilli hissederek ufak ufak çizittirmeye başlayacağım kısa zamanda… Sık sık karşılaşırsınız büyük ihtimalle yazılarımla… Umarım erkek cinsinden tırsan kadınların sesi olurumda kendimi bi halta yarar hissederim… Onları çözmek kadınları çözmekten daha zor iş vesselam…

Şimdilik hoşçakalın… Aman havalara da aldanmayın nemelazım güneş yanığı filan olursunuz…

27 Nisan 2010 Salı

"Seni seviyorum, Mükemmelsin, Şimdi hadi değiş"*

Kızlar erkeklerin potansiyeline mi bakarlar? Gördükleri erkek onların hayalindeki değil de hayaline en yakın olan mıdır hep? Bu yüzden mi önce beraber olmaya, sonra onu değiştirmeye, değiştiremedikçe cinnet geçirmeye, cinnet geçince de potansiyelini kullanmayan bir erkekle olduklarını anlayıp, hayallerindeki erkeğe yakın olan bir başka erkeğe mi yönelirler?

Bu yazının ilk paragrafını okuyup "Evet evet işte bu!" diyen erkek arkadaşlara teşekkürler... Evet işin bir boyutu  bu. Bir erkeği olduğu haliyle beğenip, en azından beraber bir sevgililik dönemi geçirebileceğini düşünüp çıkmaya başlar kadın ve onu hayalindeki erkeğe dönüştürmeye çalışır... Ama işin diğer bir kısımı da bunu yapma nedeninin başka olabileceği...
 

Hatun milleti güzel olmayı sever.. Güzel olmayı ve güzel addedilmeyi...Bazısı bireysel güzelliğini kafaya takar, bazısı sevgilisiyle olan uyumlu güzelliğini... Yanında sevgilisiyle dolaşırken, dışardan bakan birinin "Şu güzelim kız nerden bulmuş bu hanzoyu?" demesiyle egosu tavan olanların yanısıra, sevgilisiyle dolaşırken bir kızın sevgilisini süzdüğünü görüp bundan gururlanan, "Ama o benm!" diyip içinden kıs kıs gülen yüzlercesi var... İkinci tip kızı inceleyecek olursak sevgilisinin hep en iyi en güzel olmasını ister... Biri onun sevgilisi olduğunu bilmeden de ona baktığında güzel şeyler söylesin ister...

Değişmenizi isteyen bir sevgiliniz varsa, iyi analiz edin.. Bunu sizi için mi istiyor, yoksa kendisi için mi istiyor?

Unutmayın, kendisi için istiyorsa, mutlu olur, o mutlu olursa siz de mutlu olursunuz, tabi değişime şiddetle karşı değilseniz... Ama sizin için istiyorsa, bırakın kendinizi.. Değişip değişmemeniz o kadar da önemli değil onun için, sizi zaten seviyor demektir...

13 Nisan 2010 Salı

bu blogda neler oluyor?
yeni yazı "dizi"leriyle, lostun izlenme rekorlarını okunma rekorlarıyla egale etmeye gelicem, birazcık sonra...
çok fazla gözlem yaptım, çok fazla gözleme yiyemedim ama karnım tok...
zamanım olduğunda size kadın ve erkek tiplemelerinden bahsedeceğim...
hepimizin bildiği, ama hepimizin yazıda görünecek olan gözlemleri yapamadığı tipler!
çok yakınlarına sızdım... diplerine kadar... :)