29 Ocak 2010 Cuma

Güzel Kadın Kimdir?

"Yüzyüze konuşurken, 10 dakika içerisinde çirkinleşmeyen kadın güzel kadındır."

Yıldız Kenter

28 Ocak 2010 Perşembe

Oğlak Burcu Aşk Sonucu

Büyük ve mühim bir araştırma dosyasıyla karşınızdayız..

Ülkemizde yapılan, gazetelerimizde yayınlanan bir araştırmaya göre;
vatandaşlarımızın büyük bir kısmı 22 Aralık-20 Ocak tarihlerini kapsayan Oğlak burcuna mensupmuş..

Ufak bir matematik hesabıyla, çocuklarını Oğlak burcuna denk getirilen ebeveynlerin çalışma günlerinin Mart aylarına denk geldiği gerçeğine vakıf olabiliriz..

Demek ki Mart ayı sadece kedilerin ayı değil..

Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır, çocuk yaptırır..


24 Ocak 2010 Pazar

Yere Sağlam Basmak ve Bir Ödev...

kar yağdı istanbula bildiğiniz gibi...
kar yağdı ve hatta bir gün içerisinde, tuttu da, güzel de oldu be!
sevgilimle kar altında işten eve dönerken, bir olay yaşadık ve ben gayet beylik bir laf ettim, çıkış noktasını bu söz üzerinden yakalamak düşüncesindeyim...
metrodan eve ulaşabilmemiz için yokuş inmemiz gerekiyordu... e malum yollar da kar altında... sevgilim botlarının kaydığını idda ediyordu... elime sıkıca yapışmasından, korkuyla hareket ettiğini zaten çoktan anlamıştım...
ona "normal bir yolda yürüyormuş gibi rahat at adımlarını, sen ayakkabılarına güven ve rahat hareket et ki, onlar da kaymasın" dedim. birden çıktı ağzımdan, düşünmeden konuştum da diyebilirim...
düşme korkusuyla "yere sağlam basmaya" çabaladığınız her adımda, daha çok kuvvetle ezersiniz ayağınızın altındaki karı ve kar, sizin uyguladığınız fazla kuvvetle buza dönüşür, akabinde kayar ve düşersiniz. maazallah bir yerinizi bile kırabilirsiniz... ettiğim sözün üzerine düşündüm bunu, gerçekten mantıklı...
bu bakış açısını ilişkilere yöneltirsek, cuk oturduğunu göreceğizdir hep birlikte...
güvenmediğiniz bir insanla bir ilişki sürdürebilmek, akla mantığa sığmıyor. yürümez demiyorum, yürür ama sürekli kendinizden birşeylerin kaybolduğunu hissedersiniz. eksilirsiniz, yorulursunuz herşeyden önce. "bir tarafınız" kırılabilir...
"yere sağlam basmak" eylemine sarf ettiğiniz çaba sonucunda yorgun düşeceğiniz ve yaşamın diğer alanlarına enerjinizin kalmayacağı gerçeği gibi...
kayacağı muhtemel bir ayakkabıyla dolaşmıyorsanız yoğun kar yağışı altında, yani birkaç güvenceniz varsa ayakkabınızın kaymayacağına dair; -markadır, tabanının sağlam oluşudur...- ayakkabınıza güvenin abi! düşerseniz eğer, bu yere düşmüş ve sizin de çiğneyedurduğunuz karın pezevenkliği oluversin... siz ayakkabınıza güvenin. o birazcık kaliteliyse şayet, herşeyden önce, sizin ona olan güveninizi sarsmamak adına kaymayacaktır...
e hal böyle olunca, etraftaki insanlar gibi kötü bir gerçek olan totoyla yerin buluşması gibi birşeyi hayal ederek değil, yağan karın güzelliği üzerine kafa yorarak yürürsünüz...
ilişkide güven konusunu es geçmeyin. kaymayacağından emin olmadığınız ayakkabıyla da, yola çıkmayın!
önemli olan, karın yağıyor olmasından keyif alabilmek...
la bir eklenti yapasım var: düz tabanlı kundurayla, topuklu çizmeyle, spor ayakkabıyla falan "bile bile" dolaşanlara da, müstahaktır ha! düştüklerinde karşılarına geçin ve avazınız çıktığı kadar kahkaha atın. bu yazının ödev kısmı da, budur...

21 Ocak 2010 Perşembe

Erkek İstemek

''Önümüzdeki günlerde Türkiye'ye gelecek Moğolistan heyetinin bavulunda bu kez farklı bir dosya var. Altı kadına sadece bir erkeğin düştüğü Moğolistan, Türkiye'den 20 bin erkek isteyecek.''
Haber bu..

Ve yorumlar;

Sehat arkadaşımın matematiğine hayran kaldım..

Ve bu haberi paylaşmamdaki asıl konuya Muhammet arkadaşımız değinmiş..
Duyurulur..


20 Ocak 2010 Çarşamba

Ayrılığın kadını erkeği olur mu? Vol.1

Bir çok şeyin kadını erkeği var da ayrılığın yok mu? "Tabi ki var" diyor bir yanım, diğer yanımsa boynunu büküyor "ikisi de aynı acıyı çeker neresi farklı?" diye...

Çeşit çeşit olmasa ayrılıklar belki de kadın-erkek sınıflandırmaları da olmazdı. Ama değişiyor işte..."Anlaşarak ayrılanlar" var, "Terkeden-Terkedilenler" var, "Severek Ayrılanlar" var, "Söverek Ayrılanlar" var :)

Bütün bu ayrılıklarda kimin terkedip kimin terkedildiği kısmında cinsiyet olayın seyrini değiştiriveriyor. "Gitmek mi zor kalmak mı?" diye düşünüp kalmaya ya da gitmeye karar verenin cinsiyeti önemli...

Erkek kısmına bakınca il göze çarpan özellikleri, hiç terkeden olmak istemedikleri... Belki bunalıyorlar, belki aldatıyorlar ama asla ayrılık sözcüğünü kullanmıyorlar. Bu onlar için bir savaş... Bu uğurda kızla huzursuz kavga dolu günler, haftalar hatta bazen aylar geçiriyorlar. İstiyorlar ki kızın canına tak etsin de bir gün basıp gitsin hayatlarından... (Neden ayrılmayı böyle sorun haline getirdiklerini de bir türlü anlamam. İstemiyorsan ayrıl gitsin)

Kızların bu konudaki tavrı ise oldukça net: Kızlar ilişkide artık katlanamadıkları durumları devam ettirmemeyi seçiyorlar. Örneğin artık aşık değillerse, sevmiyorlarsa, sevişmekten zevk almıyorlarsa söyleyip ayrılıyorlar.. Söyleyemedikleri durumlarda ise (başkasına aşık olmaları gibi) huzursuzluk, kavga çıkarıp, suçu erkeğin üstüne yığıp ayrılıyorlar. :)

Genelde erkekler bu durma karşı çıkıyor: "Ne demek ulan 'aşkım bitti' ????" İsyan çıkarıyorlar, ama giden gidiyor. "Söverek ayrılma" sanırım bu oluyor :)))) Kızın arkasından "Kesin hayatında biri var" paranoyası başlıyor. Tez tutmayınca "Yarı yolda bıraktı" oluyor kız. (Sanki bir  ömürlük aşk için sözleşme imzaladılar da :) )

Kız terkedilince ağlıyor...
Erkek terkedilince içiyor...

Kız terkedince arkasına bakmıyor...
Erkek terketmek isteyince terkedilmek için elinden geleni yapıyor :)

Kızın terketmek için genelde geçerli sebepleri oluyor...
Erkeğin terketmek için yalanları, bahaneleri...

Kısaca ayrılık kadına erkeğe göre değişiyor...

11 Ocak 2010 Pazartesi

Ayrılığa Kılıf

... zaten bir insan kendisinden büyükle çıkmamalı sonu daima hüsran olur

... zaten bir insan kendisiyle yaşıt olanla çıkmamalı bir şeyler öğrenemez

... zaten bir insan kendisinden küçükle çıkmamalı çocuk bakıcısı mıyız

... zaten ilişkiye başlamak hataydı

... zaten ilişkiyi devam ettirmek hataydı

... zaten o benim için uygun insan değildi

... zaten o beni hiç mutlu edemedi

(...)

Bin tane kılıf çıkartırsınız di mi ayrılınca?

Kadın / erkek hiç fark etmez. Herkes bir kılıf çıkartır.

Kimse "onu yeterince mutlu edemedim o benim kıçıma tekmeyi vurdu" diyemez...

Kimse "takıntılarımla ona ölmeden cehennem azabı yaşattım siktiri çekti" diyemez...

Kimse "kızın/ çocuğun hayatının içine sıçtım" diyemez...

(...)

Çevremde bin türlü zorluğa göğüs gere gere, sırf yaşanılan güzel bir kaç anıyı düşüne düşüne, pek çok saçma sapan durumlara sabrede sabrede bir ilişki yaşama çabasındaki arkadaşlarımı gördükçe sırf bir boku beceremediği için güzel günlerini de silip atmaktan gocunmayan, üstüne bir de "sıçtık, sıvayalım" manasında bir güzel kılıflar uyduran bir takım şeref yoksunlarını gördükçe üzülüyorum...

4 Ocak 2010 Pazartesi

bugüne olanlar olmuş...


Yalan yanlış kavgalar isyanım
Tenime değdiğinden beri hep tenin
Aklımın bir yanı hep senle