28 Ekim 2009 Çarşamba

Parçadan Bütüne #1


Bazı kızların ağızlarına sıçan erkek arkadaşlarına karşı yaptıkları tek şeyin ağızlarını biraz daha açmalarını genellesek mi genellemesek mi?

27 Ekim 2009 Salı

Böyle bakımlı olmayın!


Şu oje denen tırnaklarınıza sürdüğünüz boya maddelerini lütfen tırnaklarınızda parçalar halinde bulundurmayınız. Zira erkeklerin çoğunluğu ve kadınların da bir kısımı bu olaydan TİKSİNMEKTEDİR.

Eğer vaktin yoksa sürme! katkat süreceksen de sürme! bakımlı olmak oje sürmek değildir. Bakımlı olmaz temiz ve cildin durumuna göre kullanılan kremden geçer. Tabi kalkıp bunu da kadınlara benim öğreticek halim yok ama otobüste gördüğüm iğrençlik abidesini de anlatmadan geçemiyeceğim.

Otobüste başında durmak zorunda kaldığım genç kızın davranışlarını ister istemez izlerken, pardon boya küpünü izlerken bu çok bakımlı boya küpümüzün çantasından çıkardığı kremle ellerini kremlemesi ve kremin iğrenç kimyasal kokusuyla kendi parfümünün dayanılmaz ağır kokusu birleşince az kalsın bayılacaktım. Buradaki iğrençliği idrak edememiş arkadaşlar için de küçük not olarak bildireyim günde bilmem kaç kişinin bindiği otobüsün her yerine deydikten sonra o leş gibi el'e o vıcık vıcık kokusu bile bir halta benzemeyen iğrenç kremi sürersen sonuç bir hayli mide bulandırıcı olur. Dışarıdan görünüşte bakımlı dersiniz ama temizlik olmadıktan sonra...
hem bir kadının bakımlı olması demek boyanmaktan mı geçer?

Not:Fetişist filan değilim =D

26 Ekim 2009 Pazartesi

Pabucumun Emoları


Şöyle meydandan tünel'e doğru yürürken galatarasaray lisesini biraz geçtikten sonra yapıkredinin önünde oturan bir grup emo'yu bekçi edasıyla kıçlarını tekmeliyerek "s.... gidin evinize, sizin ananız babanız yok mu lan!" şeklinde kovalayıp, Delikanlı 4-5 abiyi ayarlayıp taksimin en görünür yerinde polisler olay yerine intikal edene kadar güzelce bir zopalayıp kameralara "anamıza küfür etti dövdük" şeklinde yine klasik delikanlık uydurmasını söyliyerek olayın içinden sıyrılmayı, ufo görmüş masum köylü haliyle taşlamayı istiyorum şu emoları.

Ya anlamıyorum ne buluyor bu kadınlar ya da erkekler bu tiplerde de bu akım böyle deli gibi büyüdü. Bir de bu tipler deli gibi metal müzik sevdalısı, çeşitli gruplar açıyorlar facebookta çoğu daha sakal'ı bile çıkmamış süt çocuğu Allah'ım sana geliyorum...

Uzaklar çoğaldı bir anda...


Bakmayın bana eskisi gibi değilim aslında.. bu gece anlamsız bir şekilde canım çok sıkkın..kaçacak yerler arıyorum..ne kaçacak bir yerim ne de şu saatlerde yorum yapan tanımadığım birinden başka kimse yok aslında..

benim için tek iyi haber çarşamba gecesi kapadokya'ya atıyorum kendimi..huzur mudur, başka birşey midir bilemem ama kaçıyorum kendi çapımda buralardan..sonra da İstanbul'a döndüğümde Trilye' ye  gideceğim o durgun denizi, güzel şaraplarıyla kutlayacağım..

Asıl gitmek istediğim yer Asos.. yıllardır gidemedim.. bu aylarda gidebilirim galiba..çok daraldığımı hissediyorum..bir gece çorba içmeye diye çıkacağım ve kendimi çanakkale boğazını izlerken bulacağım..tıpkı eski günlerdeki gibi..içimdeki o çocuğun öldüğünü ya da yaşlandığını biliyorum artık.. birşey lazım bana ama birşey?

bugün internetten ev baktım.. Asos'ta taş bir ev buldum..çok tatlı bir köy evi.. Nigar bize sponsor olsa da oraya alsak ve ilk ofisimizi oraya açsak..ben her gece balık pişirip, ellerimle meze yaparım valla..parası çok değil valla... 16bin TL ...310 metrakare çohh tadlu bir yer : ) hadi nan bir kere : )

bu uzun bir yazı olacak gibi..

kendimi şu aralar The OC filminin içinde gibi hissediyorum..zaten SEth' i kendimle ne kadar özdeşleştirdiğim herkes bilir...bazen sıkıntılı, bazen eğlenceli, bazen de garip..işte bende öyleyim bu aralar; hayatım da ..

arka fona bir de Pinhani koyuyorum..Amy Winehouse'tan daha çok etkiliyor beni...Bir de Hallelujah....

bu da bir erkeğin içsel derdi...anlayana.. 

25 Ekim 2009 Pazar

Arkadaşımla Yatmak İstiyorum, etik mi?


Sikerim etiğini demek çok isterdim ama olmuyor galiba :) 

Son 1 yıldır anormal düzgün bir çocuk olarak hayatıma devam ediyorum aslında.. normal insanlar gibi bir ilişki içerisindeyim.. çok doğru dürüst...hani 1 yıl önce olsa, elinde birileri çıkıpta bu senin oğlun diyecek ya da doktor parası 600 tl diyecek 3,5 -  3,5 geziyordum..dürüst olmak gerekirse korunmayla ilgili problemlerim olabiliyor :) 

zaman zaman pisliğin teki olduğumu söylerler..(çokda tın derim)... en kötüsü de salonda ev arkadaşına yakalanmaktı herhalde? akşam yüz yüze baktığında herşey normalmiş gibi olmuyor.. : )

birgün kiminle ne yaşadıysam tek tek yazıp, geleceğe bir arşiv bırakmak istiyorum ... kabul ediyorum ki çok midesizlik yaptığım günler olmuş ama keyifliydi :)

bu noktadan itibaren benim özelime giriyor...  ve başlıyorum..

hissedersiniz ya bir arkadaşınız vardır..hani arkadaşınız olmasa "kesin bununla yatardım " ya da "çıkardım" dersiniz.. işte öyle bir durum bu aslında.. şartlar farklı olsa ... ile başlayan bir cümlenin başına koyuyorum.. Şartlar farklı olsa ne ya?

Biliyorum - hissediyorum ki, biz arkadaş olmasak kesin deliler gibi sevişirdik .. ama sadece sevişirdik..sevgili falan olmak istemezdim :) just sex :P  bazı kadınlarla sadece sevişilir..konuşmak, flört etmek gerekmez..onlar yatakta var olurlar..ertesi sabah bir bardak kahve , sıcak bir duştan sonra elveda akşamın en güzel özetidir.

"tek gecelik" kavramını içlerinde içselleştiribileceklerini bilsem, yarın "biz" olmadan hayatımıza devam edebileceğimizi bilsem beni şeytanın dürttüğü gibi onları da dürtmek istiyorum :) etik mi? kime ne ? ben onlarla şuan yatmak istiyorum? bu benimle değil; bence onların beni paslamasıyla alakalı??? 

%120 alcohol...


21 Ekim 2009 Çarşamba

Bir ki üç tıp!

Elimde bir doktora tezi ve kola eşliğinde okulun içindeki kafelerden birinde oturuyorum. Masada tek başına oturan her insanın yaptığı gibi ben de etraftaki masalarda oturanları izliyor, kendi kendime gözlemler yapıyorum ;) Tamam tamam kulak misafiri de olmuyor değilim :)

Birilerinin sohbetine kulak misafiri olunca ister istemez yüzlerine kaçamak bakışlar atıyor insan. Konuşmaları kitapta okuyor olsam hayal eder geçerdim yüzlerini ama hemen yan masamdaki tiplerin konuşmaları o kadar ilgi çekici ki yüzlerine bakmadan duramıyorum. Nasıl zor bir durum anlatamam yani :)

Bari elime bi kalem alıp yazayım da dikizlemekten kurtulayım deyip yazıyorum :)

Yan masamda -ki masa resmen burnumun dibinde- iki tane taş gibi hatun ve biri aşırı çekici olan üç erkek oturuyor. Oldukça düzgün tipli insanlar yani... Benim favorim olan çocuk sanıyorum akademik. Demin gelen bi kız "Hocam..." diyerekten birkaç meramını anlattı da :) Kızın sevgilisi Şırnak'ta askermiş, 6 gündür konuşamamışlar, o yüzden geçen gün gözleri dolu doluymuş falan filan :) Benim favorim de pek düşünceli, kızı görünce hemen sordu "Geçen gün noldu öyle?" diye. O gün gözgöze gelmişler de kız ağlamamak için kalkmış gitmiş... Ah canım... :)

Neyse az önce kızlardan biri tuvalete gitti diğeri de yiyecek bir şeyler almaya... Konunun nasıl oraya geldiğini bilmiyorum -orayı duyamadım da :)- ama çocuklardan biri "Ya" dedi "Yurt dışındakiler Türk erkeklerini pek yeterli bulmuyormuş." Ben "ne açıdan acaba?" diye geçirirken favorim soruverdi: "Ne açıdan yetersiz?" Konuyu açan çocuk da "Yani seks açısından... Özellikle erkeklerin erken boşalmalarından şikayetçilermiş" dedi :) "Orası öyle" dedi benim favorim "Araştırmalara göre Türkiye'de 2 erkekten biri erken boşalma problemi yaşıyormuş" Bunları dinleyen üçüncü çocuk lafa girdi:"Ama bunun bir çok etkeni var. Alkol, sigaraaa..." Konuşmayı başlatan ve konuşmanın burasına gelindiğinde herhalde bu çocuğun yarası var dediğim çocuk "Bira mesela abi." dedi.

(buradan sonrasını artık diyoalog şeklinde yazacağım zira sıkıcı olmaya başladı o çocuk bu çocuk demek :))
Favorim: F
Konuşmayı Başlatan: K
Diğer Çocuk: D

F: Bira mı? Ne yönde? Bira beni iyi yönde etkiliyo valla.
K: Hadi canım. Bira beni kötü etkiliyo valla.
F: İyi de oğlum kaç bira? 2-3 tane iyi etkiler, ee 10 tane içersen heralde 1 saat uğraşırsın :)
D: Şimdi bu masada 1,5 kişi erken boşalıyor öyle mi? (zavallım hala orda kalmış geriden gelio)
K: Hep değil tabi... Zaman zaman. Dedik ya duruma göre işte :) Psikolojin bile etkiler... Herkes zaman zaman yaşadığına göre 1,5 dersek yanlış olmaz heralde... (ben dedim bi yarası var diye)

Sonra kızlardan tuvalete giden geri geldi. Favorim de "Gel gel bilmem ne de bize çok ilginç araştırmalardan bahsediyo" dedi üçü birden koptular. Gülmemek için zor tuttum kendimi :) Kız anlamadı öööle şaşkın şaşkın baktı amaaaa ben anladım :P

2 kişiden biri gerçekten erken boşalıyorsa, vah bu kadınların haline :)

Ama hala merak içerisindeyim, kaç bira ne kadar etkiliyor acaba) Hayır yani bilelim de ona göre içirmeyelim di mi? :)

:)))

 

Not: Bu yazı dün bu saatlerde kağıda not alınmış, şu anda da bloga geçilmiştir :)

19 Ekim 2009 Pazartesi

Hadi hep beraber, Happy birtdayyyy toooo youuuuu :)


Bugün doğumgünü olan bir insan olarak merak etme hakkımı kullanıyorum. Erkekler neden özel günleri sallamazlar?

Soruyu tersine çevirip "Peki kızlar neden bu kadar önem verir?" diye çevirmek de mümkün ama ben diğer yoldan gideceğim.

Henüz evlilik gibi bir deneyimim olmadığı için evlilik yıldönümü gibi özel günlerle pek alakam yok. Hiçbir sevgilimle de "Ayy bugün 1. ayımızz :)" "Aşkım 3 ay olduuu" gibi geyiklere girmedim çünkü benim için bir ilişkinin ne kadar zamanda değil, ne kadar yoğunlukta yaşandığı önemli oldu hep. Ama doğumgünleri bana her zaman hepsinden daha özel geliyor. Ben de tam anlamlandıramıyorum aslında neden önemli bir yıl daha yaşamış olmak.. Döenm dönem keşke yaşamasak bile diyorken insan, yaşadığına sevinmek mi bu?

Sonuçta doğumgünleri önemli oluyor ve insanlar doğumgünü kutlamaları yapıyor. Kalabalık grup olunacaksa mekanlar ayırtılıyor, buluşuluyor, içiliyor çoğu zaman ve eğleniliyor... Doğumgünü pastası geliyor, mumlar üfleniyor.. Bütün bunlar içinde en önemli kelime "eğleniyor olmak" sanırım :)

Sürprizleri hiç sevmem. Sürpriz dediğin hazırlıksız yakalanmaktır ki insan hazırlıklı olmak ister herhangi bir şeye... Kız olmak hazırlıklı olma gereğini de artırır üstelik. Sevgililerin kızın arkadaşlarını toplayıp sürpriz doğumgünü yapması ise en iğrençlerindendir. Peki erkekler neden iki uçta dolanır durur? Ya inatla cıvık doğumgünü sürprizleri yaparlar ya da hatırlamazlar bile :)


Çok mu zordur insanın telefona bir hatırlatma yazıp -hadi bu da hafızam çok kötü ben kendi doğumgünümü bile hatırlamıyorum diyenler için :)- alarm çaldığında arayıp "İyi ki varsın sevgilim... mutlu yıllar" demek? Küçük de olsa bir hediye alıp sevindirmek? Hem kadına hediye almak her zaman çok daha kolaydır :)

Acaba işin içinde başka şeyler mi var? Erkekler "aslında çok da umrumda değilsin" mi demeye çalışıyor?

Bilemiyorum... İki üç tane özel günü özel kılın beyler.. Çok zor değil yahu...

15 Ekim 2009 Perşembe

Ev Erkeği Olmak :)

İşe girip de çalışmaya başladıktan sonra gördüğüm, insana hiç vakit kalmıyor oluşu...

Şirketin en genç insanı ben olduğumdandır ki, etrafımda bir sürü evli kadın ve erkek var... Kendileriyle her gün bir sürü sohbette bulunuyorum... İlk evlendikleri zamandan bahsediyorlar, kavgalarını bazen... En çok sordukları soru ise "Akşama ne pişireceğim?"

Başlarda bu sorudan rahatsız olmazdım çünkü annemden biliyorum. Evde yakaladığı yerde sorar "Akşama ne pişiriim?" "Ne istersen pişir" dersin, "Sonra yemiyosunuz" diye bağırmaya başlar :) Her neyse.. Yardımcı olmak adına şunu pişir bunu pişir diyip duruyordum. Ama gün geçtikçe soru beni bunaltmaya başladı. Yahu ne zor işmiş her gün her gün yemek bulmak...

Şimdi düşünün ben işten çıkıyorum arklarla takılıyorum veya takılmıyorum eve geliyorum... Yemek hazır, yiyorum, internette takılıyorum ve yatıyorum... Klasik erkek modu yani :) Zaten annem bazen "evin erkeği" diyor bana orası ayrı mevzu :)

Ama şirketteki zavallı arkadaşlarıma bakın: Eve gidiyor, koştura koştura yemek hazırlıyor, akşam koca geliyor, yemek yiyorlar, adam ayaklarını uzatıp televizyon seyrederken, akadın bir yandan çocuğun ödeviyle ilgileniyor, sofrayı kaldırıyor, bulaşıkları yıkıyor, ortalığı topluyor.. ve sıra ancak yatmaya geliyor...

Benim bildiğim klasik hikaye bu.. Yiyip içen yatan erkek türü... Fakat geçenlerde patronla konuşurken -patron dediğim şirketteki değil yahu :) bildiğiniz SeMe- farkettim ki meğer bir de diğer cins erkeklerden varmış :)))

Gece kız arkadaşta -sevgilide, evliyse eşiyle ya da neyse işte- beraber geçirip, sabah onu işe yollayıp, akabinde kahvaltı yapıp, internette takılıp, işe güce gitmeyen, evi derleyip toplayan, çarşafları değiştiren,  sevgilinin cdlerini özenle bilgisayara kaydetmek gibi mühim işleri bitiren ve nihayetinde akşam iş çıkışı sevgilinin gelmesini bekleyen erkekler :)))) ne uzun cümle olmuş :)

Ben de bu gibi bir erkeğe ondan her eve lazım olduğunu söyledim :) seri üretime geçilse, ortalık bunlardan olsa, biz pazarlamasını yapsak, erkeklerin kasları da kavga dövüş gibi işler yerine duvarları silmek, tencere diplerindeki yoğun kurumuş yağ lekelerini çıkarmak, konserve kapağı açmakla kalmayıp bi de yemekleri pişirmek gibi işlerde kullanılsalar... Bence vatana millete çok daha yararlı olurlar :)

Şimdi beyler duyalım, kaçınız ev erkeği? kaçınız değil? kaçınız olaya sıcak bakıyor? kaçınız iki dünya bir araya gelse olmaz diyor?

 :)))

Henüz seviştim, üstüne de iki manuel gittim =}

bu nigarın istediği bir tipte yazının başlangıcı olabilrdi, eski ben gibi ama bilemedm :D o verecek son kararı..

henüzseviştim.com yeni bir dünya olayı..google abladan sonra (ki bana göre abla) en büyük internet devrimi olabilir..hep merak ederiz ya, o onunla yattı mı? yok oral sex yaptı mı? falan diye... lisedeyken başlayıp böyle ömür boyu giden sapkınlar şeysi..hepimizin içinde var..yaşımız kaç olursa olsun hep düşünürz " o, onunla yattı mı? benimle yatar mı?" bir hatun geçerken dötüne bakar "off" deriz.. aslında bastırılmış dürtüler, freud falan..banane..önemli olan sevişmek falan.. muhafazakar olmanın bir anlamı yok her zaman..

http://www.ijustmadelove.com/ süper bir site..dünyada kaç kişi nerede hangi pozisyonda hangi şehirde tavşanlar gibi sevişiyor onu gösteren google earth usulü birşey.. mükemmel bir icat..geliştirilebilecek çok yanı var ama sosyal medya anlamında yeni bir çığır açabilr..şerefsizim C++ falan bilsem ya da neyse oturup henuzsevistim.com diye bir sosyal ağ açıp, ne boklar yediğimi tek tek yazıp şey etmek isterdim..süper para var bu işte :D 

düşünsenize herkes iletilerine neler neler yazar :)) komik çok hemide :)


14 Ekim 2009 Çarşamba

Yakında tanga, sutyen da giydirirler!

ErkekBloglarına girerken; asil erkek ruhunun doğurduğu duygularla yoğurulmuş, ''kadın hakları'' denilen erkek ezme mekanizmasına karşı bir duruş sergilemeye çalışmaktayken.. Mücadele azmiyle..

Geçmişten bugüne herşey değişir.. Aynı derede iki kez yıkanamazsın hesabı.. Ama bazı şeyler ya çok çabuk değişrir kaldıramazsın yada değişmemesi gereken şeylerdir değişenler..

Nigarın girişiyle aralanan kapı, değişen blog ismi.. Yavaş yavaş erkekler tasviyeyemi gidiliyor ne?

Başkan büyük bir gaflettedir..

Oje kokularını almaya başladığımız şu günlerde blogda.. Başkan diyorum.. Başkan.. Kendimize gelelim..

Hep demiştim.. Bu planlı bir haraket.. Önce yazarlara saldırarak yıpratma, sonra ele geçirip tasviye etme..

Estirttirmeyin bana, bu blogda devrim havaları..

He bana yakışıyor diyorsan kılsız bacak, boyalı parmak o zaman devam başkan..

Sess.. Bir-ki.. Bir-ki... Ssssss..Ahhhh-se...

İlk yazı hep sıkıntılı olur zaten diye başlayan bir paragrafı kaçınız okumaya devam edecektir bilmiyorum... Ama ilk yazılar hep sıkıntılı olur, ne yalan sölim şimdi :)

Kadın-erkek halleri  hepimizin kafasını kurcalayan bir mevzu... En çok okumaktan zevk aldıklarımız da bunlar oluyor çoğunlukla... İişin içinde derin ve mühim mevsular var çünkü :) Ben böyle düşünerek "Kadın Eli Değmiş Erkek Blogları!"nı okuyup, muhalefet damarımın kabarıp durmasıyla yorumlarda bulunurken, biri -biri dediğim patron yani öle alelade bi insan değil :))- tuttu bana dedi ki "Madem o kadar çok biliosun kalk kendin yaz!"

Önce dedim herhalde bu şaka... Aklı başında olan bir topluluk ne demeye beni tutsun da çağırsın... Zira sordum da "Sen ciddi misin?" diye. Ama adam ciddi.. Teklifi yapmış "Kalk gel daha ne oturuyosun orda" diyo. Hayır yani reddedilebilir bir teklif de değil ki reddedeyim, rakamları duysanız siz de kabul ederdiniz :)

"Kabul edebilirim deee etmeyebilirim deeee..." diyip de patronu bekletirken, lafa tuttum bi yandan da... Bir bir anlattırdım ne var ne yoksa :) Zira hala farkında değil kendisi ne kadar çok koz verdiğinin... Kendisinin bana verdiği malzemelerle daha çoook yazı çıkacak buradan :)

Beklettim beklettim -yaklaşık 18 saat beklemenin 10 saati uykuda geçti zati- sonra Patron dedim bağrıma bastım :) Artık buradayım kısacası... O kdar yazılacak ne varsa, "Ben de burdayım" de geç işte :)

 Nice "bir değil iki kişi, biri erkek biri dişi" mevzuusunda görüşmek dileğiyle....

Selamlar, saygılar, sevgiler...

12 Ekim 2009 Pazartesi

ehem...

bir gün gelecek, artık baskınıza dayanamayıp bu blogta "erkeklerin erken boşalması" gibi konuları, doktora tezi formatında yayınlayacağız,
çok hoş olur, değil mi?
ama heveslenmeyin...
o radde gelirsek bile, "erkeklerin erken boşalması"ndan değil, "kadınların yataktaki önlenemez pasiflikleri"nden doktora tezi formatında bahsederiz...
bir erkek çıkıpta şurda yazdıklarımızı ciddiye alıp, bize din, dil ve ahlak öğretmeye kalkmadı... erkek takipçilerimizin farklındalık seviyesi çok mu iyi, yoksa bir tane bile olsa erkek okuyucumuz mu yok, onu bilemiyorum. ama benden bi aferin gidiyor hemcinslerime...
ehehe...
bu arada imla hatalarına takılan insanlar, sizi herkesten çok seviyoruz...

10 Ekim 2009 Cumartesi

Kıskançlık

Herkes sorular soruyor ben de dedim benim başım kel mi? Ben de sorayım. Çok klişe oldu ama idare edin.

Bu kadın ırkı niye yanında kadın olan erkeklere iki dakika sonra benim olmalısın şeklinde bakarlar? Bu nasıl bir kıskançlıktır nasıl bir çekememezliktir. Hayır ben bunca zaman içerisin de tek başıma ya da bulursam yanımda hem cinsim bir insanla gezerim. Ama bugün bir istisna oldu ben böyle adamı yiyici kadın bakışları görmedim.

Bir taraftan da şunu dedim ulan bu kadınlar sevgilisi olmayan, sadık adama itimat göstermezler. Yanında sevgilisi olan adamlara, evli adamlara asılır sulanırlar. Sonra aldatılmaktan bahsederler. Sizi aldatmak müstahaktır.

NOT:Genellemedir. Dahil olmayan kişiler üstlerine isterlerse alınabilirler, zira kendi problemleridir yazar'ı enterese etmez.

Diş Sorunsalı

Arkadaşlar dişlerimle başım dertte...

Yıllar evvel dişlerimi yaptırırken ( çok paraya mal olmuştu kendileri ) bana aşık bir sevgilim vardı. Dişlerimin faturasını ödemek istedi. Ne kadar ben öderim dediysem de kendisi ödedi. Arkadaş gerçekten çok paralı idi, bana da bir dolu hediye almıştı. Altınından, pırlantasından... Ne ararsan var durumu yani. Aldığı elbiseler ve kozmetikleri ise hiç saymamayım...

Neyse efendim zaman geçti, ilişki yıprandı ve ben bu arkadaş ile yolları ayırdım. Yolları ayırınca, ondan kalan, faturasını ödediği her şeyden kurtuldum. Elbiseler ve kozmetikler atıldı, altın ve pırlantalar ise arkadaşlara verildi. Ama hepsi durumu biliyordu, razı olan aldı yani...

Geriye dişler kaldı, onlardan da kurtulmak gerekliydi ama diş yaptırmak bir işkence idi...

Nihayet işkence ise işkence dedim ve dişlerimi söktürüp çöpe attım, yenilerini yaptırdım. Ama işin açığı madden de manen de hırpalandım. Ne gam,

AĞZIMDA ESKİ SEVGİLİMİN DİŞLERİ VARKEN, YENİ SEVGİLİM İLE ÖPÜŞECEK KADAR ONURSUZ DEĞİLİM der işin içinden çıkarım.

Kim ne derse desin, eski sevgiliye ait her şeyden kurtulmanın hazzını yaşıyorum. Ne bir resim, ne bir anı, hepsi gitti ve ben nihayet rahatladım.

Eskiye ait hiç bir saklanmamalı bence. Zira bu yeniye haksızlık.

Peki saklayan neden saklar derseniz, bu konu da esnek değilim. Bence yeniden bir araya gelme umudunu içinde taşıdığından saklar. Bilinçaltı ya da üstü düzeyde eski sevgili ile barışma hayali vardır. Tekrar barışınca da sana ait herşeyden kurtuldum, resimleri bile yaktımı eski sevgiliye açıklayamayacağından korktuğu için saklamaktadır diye düşünüyorum.

Yoksa, ilişki bitmiş, yollar ayrılmış, artık senin için yabancı olmuş birinin resmini ne bok yemeye saklayasın ki? Değil mi?

9 Ekim 2009 Cuma

Ne Zaman?


Erkekler evlenmeyi ne zaman aklına koyar?

- Çocukluktan çıkıp çocuk sahibi olmak istediklerini fark ettikleri zaman.
- Sarhoş olup "kaza kurşunu" attıkları zaman.

Kadınlar evlenmeyi ne zaman aklına koyar?

Küçükken evcilik diye bir oyunun varlığını fark ettikleri zaman.

Hangisi Büyüsün?

şu facebookta yayınlanan "penis büyütücü" hap-krem-zımbırtı reklamları bir allahın kulunun gözüne batıpta, "toplumumuzda göğüs büyütücü ürünler, penis büyütücülerden daha işlevseldir diyen birmilyon kişi bulabilirim" gibisinden bir grup açmadı arkadaş...
yapın bunu...

8 Ekim 2009 Perşembe

Sorum Geldi(?)

bir sorum olacak...

kadınların gizem merakı, neye dayanır?
peki bu gizem meraklısı kadınlar, neden keşfedilecek birşeyi kalmadığına inandığı, çok iyi tanıdığı bir erkeği, hayatından çıkarma gereksinimi duyar?
peki hadi bi gafletle böyle bi istek duydu diyelim, nasıl tanıdığı ve uyuşabildiği bi insanla, tanımadığı bi insana oranla daha çok mutlu olabileceğini kestiremez, kadın ırkının gen kodlamasında mı bir sorun vardır?
ya da mucizelere karşı bi inanç bütünlüğünüz mü var, bu mudur yani?
birkaç soru olmuş, bi anda gelişti olaylar hiçbişey anlamadım... :D

(aslında bu tarz Nigar'a ait ama benim de sorum geldi... idare edelim... :P)

cevapları alayım... kadın erkek, vurun fikirlerinize...

1 Ekim 2009 Perşembe

EvlenME

Evlilik erkeği batırır, neden?

1. Özel yaşamı biter.

Öyle ya, penguen gibi tek kişiyle 40 - 50 yıl...

2. Sosyal yaşamı biter.

Anca kahveye giderse gider, öbür türlü tak sırtına çantayı al altına arabayı, kap biraları, yanına arkadaşlarını; o şehir senin bu şehir benim devri biter.

3. Yatak hayatı biter.

Çocuğa kadar bir yatak hayatı vardır, çocuk gelir, yatak biter.

4. Ev yaşamı biter.

Evde istediği gibi dağınık yaşama, coşma eğlenme devri biter. Partiler? Ohooo görebileceği son parti bekarlığa veda partisidir, o da karısından izin alabilirse tabii!

***

Demem o ki: Erkekler! Sakın evlenmeyin!!!!