24 Ocak 2010 Pazar

Yere Sağlam Basmak ve Bir Ödev...

kar yağdı istanbula bildiğiniz gibi...
kar yağdı ve hatta bir gün içerisinde, tuttu da, güzel de oldu be!
sevgilimle kar altında işten eve dönerken, bir olay yaşadık ve ben gayet beylik bir laf ettim, çıkış noktasını bu söz üzerinden yakalamak düşüncesindeyim...
metrodan eve ulaşabilmemiz için yokuş inmemiz gerekiyordu... e malum yollar da kar altında... sevgilim botlarının kaydığını idda ediyordu... elime sıkıca yapışmasından, korkuyla hareket ettiğini zaten çoktan anlamıştım...
ona "normal bir yolda yürüyormuş gibi rahat at adımlarını, sen ayakkabılarına güven ve rahat hareket et ki, onlar da kaymasın" dedim. birden çıktı ağzımdan, düşünmeden konuştum da diyebilirim...
düşme korkusuyla "yere sağlam basmaya" çabaladığınız her adımda, daha çok kuvvetle ezersiniz ayağınızın altındaki karı ve kar, sizin uyguladığınız fazla kuvvetle buza dönüşür, akabinde kayar ve düşersiniz. maazallah bir yerinizi bile kırabilirsiniz... ettiğim sözün üzerine düşündüm bunu, gerçekten mantıklı...
bu bakış açısını ilişkilere yöneltirsek, cuk oturduğunu göreceğizdir hep birlikte...
güvenmediğiniz bir insanla bir ilişki sürdürebilmek, akla mantığa sığmıyor. yürümez demiyorum, yürür ama sürekli kendinizden birşeylerin kaybolduğunu hissedersiniz. eksilirsiniz, yorulursunuz herşeyden önce. "bir tarafınız" kırılabilir...
"yere sağlam basmak" eylemine sarf ettiğiniz çaba sonucunda yorgun düşeceğiniz ve yaşamın diğer alanlarına enerjinizin kalmayacağı gerçeği gibi...
kayacağı muhtemel bir ayakkabıyla dolaşmıyorsanız yoğun kar yağışı altında, yani birkaç güvenceniz varsa ayakkabınızın kaymayacağına dair; -markadır, tabanının sağlam oluşudur...- ayakkabınıza güvenin abi! düşerseniz eğer, bu yere düşmüş ve sizin de çiğneyedurduğunuz karın pezevenkliği oluversin... siz ayakkabınıza güvenin. o birazcık kaliteliyse şayet, herşeyden önce, sizin ona olan güveninizi sarsmamak adına kaymayacaktır...
e hal böyle olunca, etraftaki insanlar gibi kötü bir gerçek olan totoyla yerin buluşması gibi birşeyi hayal ederek değil, yağan karın güzelliği üzerine kafa yorarak yürürsünüz...
ilişkide güven konusunu es geçmeyin. kaymayacağından emin olmadığınız ayakkabıyla da, yola çıkmayın!
önemli olan, karın yağıyor olmasından keyif alabilmek...
la bir eklenti yapasım var: düz tabanlı kundurayla, topuklu çizmeyle, spor ayakkabıyla falan "bile bile" dolaşanlara da, müstahaktır ha! düştüklerinde karşılarına geçin ve avazınız çıktığı kadar kahkaha atın. bu yazının ödev kısmı da, budur...

2 yorum:

depressiveofmanic dedi ki...

ayakkabılara güvenmek her zaman o kadar kolay olmuyor ama :) ben mesela hafiflesem daha da kolay kayacakmışım gibi hissediyorum, o yüzden belki de ağırlığımızı tamamiyle verme çabamız??

T.B dedi ki...

evet dostum bende katılıyorum. zaten oldum olası insanların ayakkabıları ile bir bağı olduğuna inanmışımdır. Kaydırıcağını düşündiğin ayakkabıyı giyme, aldatacağını düşündüğün kişiyle gezme. slogan bu :)