15 Ekim 2009 Perşembe

Ev Erkeği Olmak :)

İşe girip de çalışmaya başladıktan sonra gördüğüm, insana hiç vakit kalmıyor oluşu...

Şirketin en genç insanı ben olduğumdandır ki, etrafımda bir sürü evli kadın ve erkek var... Kendileriyle her gün bir sürü sohbette bulunuyorum... İlk evlendikleri zamandan bahsediyorlar, kavgalarını bazen... En çok sordukları soru ise "Akşama ne pişireceğim?"

Başlarda bu sorudan rahatsız olmazdım çünkü annemden biliyorum. Evde yakaladığı yerde sorar "Akşama ne pişiriim?" "Ne istersen pişir" dersin, "Sonra yemiyosunuz" diye bağırmaya başlar :) Her neyse.. Yardımcı olmak adına şunu pişir bunu pişir diyip duruyordum. Ama gün geçtikçe soru beni bunaltmaya başladı. Yahu ne zor işmiş her gün her gün yemek bulmak...

Şimdi düşünün ben işten çıkıyorum arklarla takılıyorum veya takılmıyorum eve geliyorum... Yemek hazır, yiyorum, internette takılıyorum ve yatıyorum... Klasik erkek modu yani :) Zaten annem bazen "evin erkeği" diyor bana orası ayrı mevzu :)

Ama şirketteki zavallı arkadaşlarıma bakın: Eve gidiyor, koştura koştura yemek hazırlıyor, akşam koca geliyor, yemek yiyorlar, adam ayaklarını uzatıp televizyon seyrederken, akadın bir yandan çocuğun ödeviyle ilgileniyor, sofrayı kaldırıyor, bulaşıkları yıkıyor, ortalığı topluyor.. ve sıra ancak yatmaya geliyor...

Benim bildiğim klasik hikaye bu.. Yiyip içen yatan erkek türü... Fakat geçenlerde patronla konuşurken -patron dediğim şirketteki değil yahu :) bildiğiniz SeMe- farkettim ki meğer bir de diğer cins erkeklerden varmış :)))

Gece kız arkadaşta -sevgilide, evliyse eşiyle ya da neyse işte- beraber geçirip, sabah onu işe yollayıp, akabinde kahvaltı yapıp, internette takılıp, işe güce gitmeyen, evi derleyip toplayan, çarşafları değiştiren,  sevgilinin cdlerini özenle bilgisayara kaydetmek gibi mühim işleri bitiren ve nihayetinde akşam iş çıkışı sevgilinin gelmesini bekleyen erkekler :)))) ne uzun cümle olmuş :)

Ben de bu gibi bir erkeğe ondan her eve lazım olduğunu söyledim :) seri üretime geçilse, ortalık bunlardan olsa, biz pazarlamasını yapsak, erkeklerin kasları da kavga dövüş gibi işler yerine duvarları silmek, tencere diplerindeki yoğun kurumuş yağ lekelerini çıkarmak, konserve kapağı açmakla kalmayıp bi de yemekleri pişirmek gibi işlerde kullanılsalar... Bence vatana millete çok daha yararlı olurlar :)

Şimdi beyler duyalım, kaçınız ev erkeği? kaçınız değil? kaçınız olaya sıcak bakıyor? kaçınız iki dünya bir araya gelse olmaz diyor?

 :)))

5 yorum:

Unknown dedi ki...

ben severim bu işleri ya...
yazmışsın ama, çok ayıp patron dediğin adamdan malzeme çıkarmak...
bir de; kendi evimde yapmam belki, annem var taş...
ama benim burda attığım adım sevgilimi mutlu ediyorsa, neden olmasın?
hayat müşterek diyenlerdenim ben...
şimdi çalışmıyor olabilirim, o yüzden evde bol vaktim oluyor herşeyi yapıyorum...
ama çalışmaya başladığımda da, yemektir şudur budur, yaparım yani...
"yardım etmek" yanlış bi tabir burada... çünkü bunlar kadına ait gözükse de öyle görevler değil. bi evde kim yaşıyorsa, o evden o sorumludur arkadaş...
sahiplenmekle, bakış açısıyla alakalı...
akşama kadar kös kös otursam da, lafı yapılacağından değil yani, aşktan, aşk... :)

DORİS dedi ki...

kim ev erkeği kim değil bilmem ama 3. resmi görünce erkek milletinin araba, yer vb.. silen kadına duyduğu hisleri anlayabildim. süper:)

hayalperest.im dedi ki...

oldukça tatminkar görünüyor di mi? :)))
bence de :)

Adsız dedi ki...

O resimlerdeki herifler daha çok "spor salonu erkeği"ne benziyor, hiç ev erkeği halleri yok walla :)

hayalperest.im dedi ki...

tamam işte oldu mu öyle olsunlar :)