26 Ekim 2009 Pazartesi

Uzaklar çoğaldı bir anda...


Bakmayın bana eskisi gibi değilim aslında.. bu gece anlamsız bir şekilde canım çok sıkkın..kaçacak yerler arıyorum..ne kaçacak bir yerim ne de şu saatlerde yorum yapan tanımadığım birinden başka kimse yok aslında..

benim için tek iyi haber çarşamba gecesi kapadokya'ya atıyorum kendimi..huzur mudur, başka birşey midir bilemem ama kaçıyorum kendi çapımda buralardan..sonra da İstanbul'a döndüğümde Trilye' ye  gideceğim o durgun denizi, güzel şaraplarıyla kutlayacağım..

Asıl gitmek istediğim yer Asos.. yıllardır gidemedim.. bu aylarda gidebilirim galiba..çok daraldığımı hissediyorum..bir gece çorba içmeye diye çıkacağım ve kendimi çanakkale boğazını izlerken bulacağım..tıpkı eski günlerdeki gibi..içimdeki o çocuğun öldüğünü ya da yaşlandığını biliyorum artık.. birşey lazım bana ama birşey?

bugün internetten ev baktım.. Asos'ta taş bir ev buldum..çok tatlı bir köy evi.. Nigar bize sponsor olsa da oraya alsak ve ilk ofisimizi oraya açsak..ben her gece balık pişirip, ellerimle meze yaparım valla..parası çok değil valla... 16bin TL ...310 metrakare çohh tadlu bir yer : ) hadi nan bir kere : )

bu uzun bir yazı olacak gibi..

kendimi şu aralar The OC filminin içinde gibi hissediyorum..zaten SEth' i kendimle ne kadar özdeşleştirdiğim herkes bilir...bazen sıkıntılı, bazen eğlenceli, bazen de garip..işte bende öyleyim bu aralar; hayatım da ..

arka fona bir de Pinhani koyuyorum..Amy Winehouse'tan daha çok etkiliyor beni...Bir de Hallelujah....

bu da bir erkeğin içsel derdi...anlayana.. 

1 yorum:

Bızbız ve Bıtbıt Bir Hayat Hikayesi dedi ki...

bu yazıma sansür talep ediyorum :)