3 Haziran 2009 Çarşamba

Hayvanca Bir Yazı

Kadın erkek arasındaki farklar hemen hemen herkes tarafından kabaca bilinir. Ancak bu farklılıklar nedense farklı yorumlanır, yanlış sebeplerle ilişkilendirilir. Bu farkların kişinin kendisine bağlı olduğu düşünülür ve dolayısıyla başlar karşılıklı suçlamalar. Oysa bilmemiz gereken bazı farkların biyolojik temelli olduklarıdır.

Erkekler birçok kadın tarafından önüne gelenle düşüp kalkmakla suçlanır; bunu da ahlaki düşüklükle ilişkilendirirler genelde. Oysa erkeğin bu çokeşli yaşantısının suçu tamamen kadındadır. Nasıl mı?
Bildiğimiz üzere kadın-erkek ilişkisi doğadaki diğer canlılarda olduğu gibi üreme temellidir; yoksa durduk yere hiçbir erkek canlı dişiye kendini beğendirmek için afedersiniz ama dötünü yırtmaz. Erkek doğada seçilen dişi ise seçen konumundadır. Hepiniz parlak tavuskuşlarının erkek olduğunu, cinsel ilişki sonrası kendisini yiyeceğini bile bile ilişkiye giren erkek örümceği vs. bilirsiniz. İşte sırf bu üreme olayından ötürü erkek lanetlenmiş gibi, tohumlarını saçacak yer arar durur içgüdüsel olarak. Dişi avantajlıdır, seçicidir çünkü. Peki insan evlatları neye göre seçer, seçilir?

Evrimin doğası ilerlemeyi beraberinde getirmesidir. Hep daha iyiye ulaşma çabası vardır, dolayısıyla ilişkiler bu temel üzerine inşa edilir. Kadın seçerken meydana getireceği hayatın daha iyi şartlarda büyümesini garanti altına almaya çalışır. Ancak iyi-kötü göreceli kavramlar; burada kadının dayanak noktası kendi yaşamıdır. İşin özü babasının evinde yaşadığı hayattan daha iyisini ister ki çocuğunun evrildiğini görsün. O yüzden beylere söyleceğim: Hatunu tavlamak istiyorsanız öncelikle babasından daha iyi olduğunuzu ispatlamanız gerekir. Hatun şahsiyet babasının evinde neyin eksikliğini hissettiyse onu vermelisiniz. Sevgiye ve mala mülke doymuş bir kızsa uzak durun, kolay kolay tav olmaz; çok uğraştırır.

Erkek ergenlikten itibaren müthiş bir baskı altına girer: Hormonların baskısı. Erkeğin testisleri fabrikaya benzetirsek eğer, bu fabrika gece-gündüz demeden 7/24 çalışır ve sürekli bebecikler üretir. Üreme içgüdüsünü geçtim, sırf bu üretim fazlasını boşaltmak bile sorundur erkek için. O yüzden ergenlikte ıslak rüyalar devreye girer. FRP oynarmışçasına kaptırır kendini ergen bünye rüyalara ve sabah fabrika deposu boşaltılmış vaziyette kalkar. Bu ıslak rüyaların kurtarıcılığı geçicidir, ergenlik biter rüya da biter. Acı gerçekler çıkar karşısına: Artık yükünü gerektiği gibi boşaltması lazımdır. Kızlar bu duruma abazanlık derler, ayıp ederler.
Kızlar rahattır tabi, ayda bir hafta hormonal baskı, onda da karın ağrısı falan filan cinsellik arka plana atılır. Oysa bu dönem kadının da, tabiri caizse, azgın olduğu dönemdir. Coşar gider ama belli etmez pek. Erkeklerin kabarık pantalonlarını en çok o hafta farkederler.

Kadının bu ayda bir haftasına karşılık, erkeğin en az haftada bir yükünü boşaltması gerekir. Yurdumda nerde böyle güzellikler? Olmaz tabi, ancak erkek bünye vazgeçmez ki! En olmadı 'ana beni eversene' moduna girer, ama o da çare olmayabilir bazen. Çünkü kadın, erkeğin bu durumunu anlamak istemez ve ayda bir coşan hislerinin verdiği rahatlıkla, ayda üç hafta migreni tutar. Erkek gece yanaşır yavaştan kadına, ufak ufak öpüşler, hafif hafif okşamalar... Aniden o dalgakıranla karşılaşır: "Başım ağrıyor Mehmet, bu gece olmaz!" Adam malları gemiye yüklemiş gelmiş, kadın bırak yükü boşaltmayı limana bile yanaştırmıyor. Hangar kapalıysa işçiler de mi grevde be kadın? Günaha mı girersin bir el atsan?
Adam bozulur tabi bu duruma, döner kıçını yatar ama kafada hemen ergen fantezileri beliriverir: Hiçbir zaman hayır demeyen o anlayışlı ve şefkatli kadın! Düşünür durur sonra, bu yanımda yatan değilse kim bu kadın? Sekreterim olabilir mi acaba? Dur bakayım, yarın bir sorayım en iyisi ben ona, der! İşte tüm sekreterle aldatmaların sebebi budur: Başağrısı!

Kadın erkek ilişkilerinde biyolojik etkenler biz farkında olmasak da çok önemli roller oynar. Bunların farkına varırsak şayet haksız suçlamaları da ortadan kaldırabiliriz diye düşünüyorum ve yazıyı daha da uzatıp iyice saçmaladan kaçıyorum...

6 yorum:

Onur Aydın dedi ki...

Güzel ! :)

Doğadaki alfa erkeğinin dişiyi tavlama serüveniyle birebir aynı aslında yaşadığımız dallamalıklar.

İlginci de bizim gibi; maymunlar, şempanzeler ve gorillerde neredeyse tıpa tıp aynı hatun tavlama teknikleri kullanıyor.

Daha beteri! Gorillere parayı öğrettiler. Goril o parayla ilk ne yaptı biliyor musun? Hatunla yatabilmek için sex karşılığı kullandı!

Unknown dedi ki...

sersang; yenge burayı keşfetmedi henüz sanırım, hmmm :Pp
ergenlikte oluşan anlayışlı kadın profili vaktinde terk edilmezse insanda büyük can sıkıntılarına neden olmuyor değil ama...
çünkü O ergenlikte O'nu deliler gibi arzulayan genç çocuğun her istediğini yerine getirir, geyşa kıvamındadır, hiçbir teklifi, hiçbir girişimi havada bırakmaz, değerlendirir...
işte erkek; ergenliğinde hayallerini kurduğu sorunsuz sex yaşantısını gerçek hayatta aramaya koyuldupu ve bulamadığından mütevellit, denemelerini noktalayamayabiliyor... çok tehlikeli o ablayı zamanında terk etmemek, ilerleyen zamanlarda hatırlamak...
o güzel bi düş olarak kalıcak köşede... :Pp gerçek dünya temiz düşlerimize nazaran; çok acımasız hacı :D

Travis dedi ki...

iyi lan:)

Rakamsal Kotanjant dedi ki...

Dünyada sürekli evet diyen bir kadın olması şu anki koşullarda pek mümkün gözükmemektedir. Çünkü kadınların sadece fücutt uzuvlarının değil beyinlerinin de hazır duruma geçmesi gereklidir eylemin başlatılabilmesi için. Baş ağrısı, kaş ağrısının açıklaması da budur!

Adsız dedi ki...

@nerval: gorili takdir ettim, para harcamayı biliyormuş :p

@SeMe: nişanlımın haberi yok galiba bu blogdan; ben de ne söylemeyi unuttum diye düşünüyordum :D

@rakamsal: seksin aynı zamanda zihinsel bir aktivite olduğunu düşünmez pek erkekler, bedenseldir nihayetinde; bırakacaksın kendini zevkin kollarına...

Adsız dedi ki...

Kesinlikle yazı süper. Kadınların bu başım agrıyor muhabbeti kadar sacma bir muhabbet daha yoktur.Ulan karı adam sana mecbur degil ki senden bin tane var akıllı ol alt üstü 10dakikalık iş yani :) Bitir şu işi sonra yine yat zıbar. Erkegini mutlu et sende mutlu ol. :) Yoksa başagrısı muhabbetin yüzünden onun bunun sekreteriyle muhattap olmak zorunda kalırsn işte.. :)

Bende nasıl erkekmiş gibi yorum yaptım ama yaa..

Her ne kadar bayan olsamda dogru olan budur.Kadınlar her ne kadr inkar etselerde erkekler haklılar :)